Rus yazar Tolstoy’un bir mektubunda: “Hacı Murat’ı bitirdim. Ama ben hayattayken basılmamasına karar verdim.” demiştir.
Ölümünden bir yıl sonra basılan uzun hikâye tadındaki bu roman, Kafkasların ünlü lideri Şeyh Şamil’in sağ kolu Hacı Murat’ın, Şeyh Şamil’e karşı isyanını, Ruslarla iş birliği yapmak için onlara esir oluşunu ve daha sonra yine Ruslar tarafından öldürülüşünü anlatır.
14 Ağustos 1896’dan, 11 Kasım 1902 tarihine kadar yaklaşık on taslak şeklinde yazdığı Hacı Murat ilk kez 1912’de bazı yerleri sansürlenmiş ancak tam metin 1917 yılında Berlin’de basılmıştır.
Günlüğünde Tolstoy, bir gün sürülmüş bir tarla üzerinde yürürken yolun kenarında bir dalı kopmuş, bir sapı paramparça olmuş ve kirlenmiş, diğer bir dalı da tozlar içinde ancak kıpkırmızı ayakta, ölmemiş üç dallı bir kenger gördüğünü ve bu kengerin Hacı Murat’ı hatırlattığını yazmıştır.
Tolstoy’un hayattayken yayımlanmasından çekindiğini düşündüğümüz bu romanda “Hacı Murat” ile “kenger” arasında bir ilinti kurulduğu muhakkaktır. Çünkü romanın başında bunu açıkça dile getirmiş ve romanın son cümlesinde Hacı Murat’ın ölümünü “sürülmüş tarlanın ortasındaki ezilmiş kengere benzetmiştir.
Tolstoy, insanoğlunun hayatın tabii gidişatına müdahale olarak değerlendirdiği toprağın sürülmesini gösterirken, bir kengerin buna karşı durduğunu, her ne pahasına olursa olsun yine de yaralı bereli de olsa ayakta kaldığını işaret etmiştir.
Bununla beraber kengerin, dikenli bir otsu bitki olması bakımından Hacı Murat gibilerin bu bölgede pek de sevimli olmayan duruşlarına işaret edilmiş gibidir. Çünkü Hacı Murat ve onun davasını üstlenmiş olan Kafkasyalılar kendi inançları ve hürriyetleri uğruna Ruslara teslim olmayı kabul etmeyerek ömürleri boyunca bedel ödemiştir.
Hacı Murat’ın trajik hikayesinin bazı bölümleri romanda gerçekte olduğu gibi yansıtılmamıştır. Neticede roman kurgusal bir metindir.
Tarihi bilgiler bize şunu söylemektedir ki Hacı Murat Şeyh Şamil’e ilk isyan edişinden sonraki seyreden olaylar içinde Şeyh Şamil tarafından affedilmiştir. Ancak Hacı Murat, Şeyh Şamil’den sonraki liderin kendisi olmayacağını öğrendiğinde ikinci bir isyan hareketine girişmiş ve Ruslarla iş birliği içinde olmuştur.
Tolstoy’un bu iki ihanetten bahsetmeyerek Hacı Murat’ın trajik hikayesini dile getirdiğinde, Kafkas ve Şeyh Şamil gerçeğini bilmeyen okuyucu da ister istemez romanın kahramanı Hacı Murat’a karşı taraf olmaya ve Şeyh Şamil ve davasını küçük görmeye meyletmektedir.
Bu roman okunmadan önce Şeyh Şamil efsanesi bilinmelidir. 1823’te Dağıstan’a dönen Şeyh Şâmil’in arkadaşı Molla Muhammed 1829’da gazavât hareketinin liderliğine seçildi ve Kafkasya halklarını Ruslar’a karşı cihada davet eden bir bildiri yayımlayarak hareketi yeniden başlattı. Şeyh Şâmil imam ve gazi unvanıyla anılan Molla Muhammed’in en önemli yardımcısı oldu. Hareketin sonraki lideri Hamza Bey’in bir suikast sonucu 1934 yılında öldürülmesi üzerine Şeyh Şâmil, Avar ulemâsı ve ileri gelenleri tarafından imam seçildi.
Yaklaşık otuz yıl bilfiil Ruslara ve ihanetçilere karşı savaşan Şeyh Şamil, on bir yıl esaretin sonunda Medine’de 1871 yılının Şubat ayında ruhunu teslim etmiş ve Cennetü’l-bakī‘a’da yatmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.