GELDİ ÇATTI RAMAZAN !

Güzel illerimizden biri olan Trabzonumuzda yaygın bir tür türkü vardır;

Oy Trabzon Trabzon, İçin kalaylı kazan
Efkarlı günlerime, geldi çattı ramazan diye…

On bir ayın sultanı olan Ramazan-ı Şerif, bir çok sıkıntı ile başetmek zorunda kaldığımız efkarlı günlerde, özellikle salgın hastalığın pik yaptığı bir dönemde bizleri, rahmetiyle bereketiyle kuşatmak üzere geliyor. Bizi temizlemek ve arındırmak üzere geliyor. Bize umut ve esenlik getirmek üzere geliyor. Hep birlikte bu ayın gelişini sevinç içerisinde, duygu yüklü, manevi bir atmosfere girdiğimizin bilincinde olarak karşılamaya hazırlanalım.

Ramazan ayı yeme içme, sofralarda bir su bardağı bırakacak kadar yer kalmayacak şekilde yemeklerle doldurma ve dahi oyun eğlence ayı değildir. “Kafamıza göre takılalım”, “yarın sınavım var”, “yoğun işlerim var oruç tutmayacağım” diyeceğimiz bir ay da değildir. Çünkü kaynak kitaplarımızda Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa, o bir günkü sevaba kavuşamayacağı husununun altı çiziliyor.

Bir gün bektâşîye niçin oruç tutmadığını sormuşlar:

-Vallahi tutmak isterim ama halim, mecalim yok" demiş.

-Peki iftara çağrılırsan gider misin?" demişler.

-Aaaa. Tabii ne yapar, yapar giderim" demiş.

-Canım bu nasıl olur? Allah'ın emrini dinlemiyorsun da, kulların davetine icabet ediyorsun" diye sitem edilince de:

-Eee, Cenab-ı Hak, merhametlilerin en merhametlisidir. Kullarının günahlarını affedebilir. Fakat insanlar en küçük ihmalde güceniverir. Bunun için davetleri kaçırmam" cevabını vermiş J

İşin espri boyutu bir tarafa, Kur'an-ı Kerim bu ay için “Eyyamen Ma’dudat” sayılı günler tabirini kullanmıştır. Sayılı gün tez zamanda gelir geçer der atalarımız. Sayılı günleri en verimli şekilde değerlendirmek için bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyorum.

“Ramazan” kelimesi, yaz sonunda güz mevsiminin evvelinde yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur manasına "ramdâ" kelimesinden alınmıştır. Bir başka anlamda da güneşin şiddetli hararetinden taşların yanıp kızması demek olan "ramad" kelimesinden alınmıştır. Her iki anlama baktığımızda da Ramazan bir yönüyle bizleri manevi kirlerden arındırmaya, diğer yönüyle günahlarımızı eritmeye geliyor. Bizimde bu fırsatı iyi değerlendirip kendimizi buna hazırlamamız gerektiğinin bilincinde olmamız gerekir.

Alemlerin sultanı, Fahri Kainat Efendimiz (Sav), Cebrail as’ın; “Ramazana eriştiği halde, Ramazanın feyzinden, bereketinden istifade edememiş, Ramazan gelmiş geçmiş de hâlâ Allah'ın mağfiret ettiği bir kul olamamışsa, Allah'ın affını, mağfiretini kazanamamışsa; yazıklar olsun o kula!.. Burnu yerde sürtsün!' şeklindeki duasına amin demiştir. (Buharî hadisi)

Ramazan ayında öne çıkan ibadetlerimiz var bizim. Oruç tutmak, Zekat vermek, Teravih namazları kılmak, Fitre ve sadaka vermek, yardımlaşmak vs. Ancak bu ibadetleri yaparken dikkat etmemiz gereken önemli hususlarda var. Mesela oruç tutan kimse, insani davranışlarına dikkat etmiyor, oruç tutmayı sadece yeme ve içmekten kesilme olarak anlıyorsa orucunun ona fayda vermeyeceğini bilmesi gerekiyor. Çünkü Hz. Peygamber efendimiz (sav) ; “Kim yalan söylemeyi, yalanla iş görmeyi ve cehâleti terk etmezse, Allah'ın, onun yemesini ve içmesini bırakmasına (oruç tutmasına) ihtiyacı yoktur." buyurmaktadır. (Buhari hadisi)

Demekki oruçta yeme ve içmeden kesilmeden daha öte dikkat edilmesi gereken hususlar var. Gözlerimizi harama baktırmayarak, Haram olan şeylere kulak vermeyerek, Mümine yakışmayan ağza alınmayacak cümleler kurmayarak, hakaret etmeyerek, Harama el uzatmayıp, haram yolda adım atmayarak, zihnimizi her türlü kirli düşüncelerden arındırarak, gönlümüzden manevi kirlerden olan haset, kin, öfke, çekememezliklere yer vermeyerek bütün bedenimize oruç tutturmaya niyet edelim.

Bu sene salgın nedeniyle teravihlerimiz evlerimizde kılacağız inşaAllah. Ramazan'ın ruhunu zedelemeden, gereksiz tartışmalarla kazanımlarımızı ber heva etmeden evlerimizde mümkünse cemaatle teravihlerimizi kılarak hep birlikte insanlığı sarıp sarmalayan belaların defedilmesi için dua edelim. Bir birimize her zamankinden daha çok ihtiyacımız olacak. Bu sene Diyanet İşleri Başkanlığımız Ramazan ayının temasını, “Şifa Ayı Ramazan” olarak belirledi. Ramazan ayı cümlemize huzur ve bereket, gönüllerimize ve ruhumuza şifa getirsin inşaAllah.

Selam ve dua ile…