• BIST 9132.19
  • Altın 2940.718
  • Dolar 34.4659
  • Euro 36.3751
  • İstanbul 20 °C
  • Ankara 12 °C

ERKEKLER DE AĞLAR

İlkay Dingeç

Toplum, kadını içine kapanık olmaya, etliye sütlüye karışmamaya şartladığı gibi erkeği de ağlamamaya, tabir-i caizse duygusallığı neredeyse sıfır çizgisinde tutmaya zorlar. Elbette evrimsel kısımları vardır. Ama bu artık patolojik bir hal almaya başlamadı mı?

Kimdir bu toplum?

Senden benden oluşmuyor mu? O toplumun öncesinde başka bir toplum yok muydu?

Tıpkı aile gibi her gelen bir öncekini kopyalıyor. Ve tıpkı bir bireyin, Gülseren Budayıcıoğlu’nun deyimiyle bu "kader motifi"ni fark edip terapiye gelmesi gibi toplumun da kendi zincirlerini onarması (kırması değil) gerekmiyor mu?

Erkekler de ağlar... Ağlamalı!
Hem de neye biliyor musunuz? Bu sıfır çizgisinde seyreden duygusal küntlüğün; içlerine nasıl mavi boyalarla, oyuncak silahlarla ve arabalarla toplum tarafından yerleştirildiğine... Tıpkı terapideki insanın çocukluğuna, travmalarına, karnesindeki kırıklardan 10 kat fazla kıran ebeveynine ağlaması gibi...

Katarsis, duygusal boşalımdır. Ağlamaktır kana kana...

Ve her ameliyatın ilk aşaması cerahati boşaltmaktır. Bu da iyileşmenin ilk adımıdır.

Psikolojik iyi oluş sadece birey bazında olmaz. Toplum bazında olur. Olmalıdır da!..

Kadın/Erkek meselesi değil bu. Bir toplum meselesi

Toplumsal bir katarsise ihtiyaç yok mu sizce?

Uzman Klinik Psikolog İlkay Dingeç

Bu yazı toplam 877 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113