Türkiye olarak, Irak, Suriye ve Türki Cumhuriyetler ile Afganistan gibi ülkelerden gelen milyonlarca mülteciyi misafir ediyoruz yıllardır.
Bu misafirlerimizin pek çoğu Avrupa’ya geçmek istiyor. Kimileri ekonomik kazanç beklentileriyle, kimileri, savaş, zulüm ve baskılara maruz kalmaları nedeniyle ülkemizdeler.
Bu göç olayları onların salt iradeleriyle oluşmuş değil. Böyle büyük bir göç hareketi mutlak suretle Yüce Rabb'imizin müsaadesiyle gerçekleşir. O, “Ol” demeden kâinatta hiçbir şey yerinden kıpırdamaz. Müslümanların, doğudan - batıya doğru gerçekleşen bu göçü İlahi iradeden başka bir şey olamaz. Dolayısıyla, Batı’ ya doğru Müslüman nüfusun intikali artarak devam ederken; buna engel olmamız tarihin akışına ters düşer.
Bu göç dalgasıyla, yaşlı Avrupa içine sokulacak genç nüfus, bulunduğu coğrafyanın demografik yapısını Müslümanlar lehine değiştirecektir zamanla. Böylece yaşlı Avrupa’nın İslamlaşması, bu göçlerle daha da hız kazanacaktır.
Böylesine zor ve büyük bir göç hareketi, ilahi bir irade gereği olabilir ancak. Yeryüzünde böyle büyük kitlelerin kıtalar arası kaydırılması tesadüfî olamaz. Müslümanları Mekke’den Medine’ye göç ettiren sebep de, Mekke şehrindeki baskılardı. Göç akabinde ise Medine şehri Müslümanlaşmıştır. Onun için Türkiye’deki mültecilere Avrupa yolu açılmalıdır. Mültecilerin Avrupa’daki hayatları bir drama dönüşse de, oluşan tablo göze hoş gelmese de…
Medine muhacirleri, her türlü güçlüğe nasıl katlandı ise, Avrupalı mülteciler de katlanacaktır, kaderinde yazılana. Hem de kutlu bir vazifeyi ifa ettiklerinin farkında bile olmadan!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.