Bu belirtilere dikkat!
Odyolog Avşar, işitme kaybı belirtilerine dikkat çekerek “Bu şikayetleriniz varsa işitme kaybı yaşıyor olabilirsiniz: ‘Gürültülü ortamlarda başkalarını anlamakta güçlük çekiyorum.’, ‘Duyuyorum ama anlamıyorum’, ‘İnsanlar sanki fısıldıyormuş gibi konuşuyor’, ‘Kelimeleri ve sesleri ayırt etmede zorlanıyorum’, ‘Televizyonu çok yüksek ses seviyesinde izlediğimi söylüyorlar.’ Sayılan belirtiler yüksek ihtimalle bir işitme kaybının habercisidir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre işitme kaybı, dünya çapında tahmini 466 milyon kişinin mustarip olduğu en yaygın duyusal eksikliktir.” dedi.
İşitme kayıpları kalıcı olabiliyor
İşitme kaybının, kulaklarımızda veya sesi beynin işitmeden sorumlu bölgesine taşıyan sinirlerde sorun olduğunda ortaya çıkan bir durum olduğunu ifade eden odyolog Busemnaz Avşar, “Kulak kendi içinde bölümlere ayrılır ve kaybı yaratan sorun bu bölümlerin hangisinden kaynaklanıyorsa işitme kaybı ona göre isimlendirilir. Problem dış kulak ve/veya orta kulak kaynaklı olabilir. Bir kısmı ilaç veya cerrahi müdahale ile çözülebilirken bir kısmında işitme kaybı kalıcıdır. İç kulak ve/veya işitme siniri ve devamında ise işitme kaybı kalıcıdır. Bazen problemler hem dış kulak-orta kulak hem de iç kulak kaynaklıdır ve işitme kaybı kalıcıdır.” diye konuştu.
İşitme cihazları kullanılmalı
İşitme kaybının hayat kalitesini olumsuz etkilememesi için diğer kalıcı işitme kaybına sebep olan problemlerde olduğu gibi işitme cihazı kullanılması gerektiğini kaydeden odyolog Avşar, “Yani işitme kaybı, kulağın hangi bölümündeki hasardan kaynaklandığına göre geçici ve kalıcı işitme kaybı olarak sınıflandırılabilir. Ancak işitme kaybının seviyesi de önemli bir faktördür. Sessiz bir ortamda bir kol boyu mesafede fısıltı seslerinin duyulamaması/anlaşılamaması da işitme kaybının olabileceğini akla getirmelidir.” uyarısında bulundu.
Her yaş grubunda işitme kaybı görülebilir
Türkiye’de yenidoğan 1000 bebeğin 2-3’ünün işitme kayıplı olarak dünyaya geldiğini belirten Avşar, “Bazen sağlıklı işiterek dünyaya gelen bir bebek, çocukluk çağında da işitme kaybı yaşayabilmektedir. Bunun yanı sıra çevresel bazı faktörler, her yaş grubu için işitme kaybı konusunda risk faktörüdür. Ayrıca yaşlanma süreci de çoğunlukla beraberinde işitme kaybını getirmektedir. Yani işitme kaybı, yenidoğan bir bebekten yaşlılık dönemindeki bireye kadar, her yaş grubunda görülebilmektedir.” diye konuştu.
Aşırı gürültüye maruz kalmaktan kaçınılmalıdır
İşitme kaybından korunmada bazı önlemlerin alınabileceğini ifade eden odyolog Busemnaz Avşar, şunları söyledi:
“İşitme kaybını önlemenin en iyi yolu hem iş hem de diğer zamanlarda aşırı gürültüye maruz kalmaktan kaçınmaktır. Eğer iş ortamı yüksek gürültüye sahipse kulak koruma tıkaçları işitmenin korunması konusunda yarar sağlayacaktır. Başka bir yol, işitme sistemine yan etkisi olan ilaçlardan kaçınmaktır. Kullanılan ilaçların işitme sistemine herhangi bir yan etkisi olup olmadığının kontrolü çok önemlidir. Yine tekrarlayan kulak enfeksiyonları, işitmenin düzenli bir şekilde değerlendirilmesini gerektirmektedir. Kafa travmasını önlemek için tedbirler almak da işitme kaybından korunmanın bir başka yoludur.”
İşitme şikâyeti olduğunda odyolojiye başvurulmalı
İşitme ve denge ile ilgilenen profesyonellerin odyologlar olduğunu kaydeden odyolog Avşar, “Odyologlar, işitme kaybının, işitme kaybının yol açabileceği denge problemlerinin ve işitme kaybının eşlik etmediği, tek başına var olan denge problemlerinin klinik yönetiminde kritik öneme sahiptirler. İşitme kaybı şüphesi olan kişiler odyoloji kliniklerine geldiklerinde ilk olarak hastanın şikâyeti ve şikâyeti ile ilgili geçmişi detaylı bir şekilde öğrenilir.” dedi.
Kulak kiri de işitme kaybına neden olabilir
Avşar, şöyle devam etti: “Kulak kiri bile bazen işitme kaybına neden olabilmektedir. Bu nedenle otoskopik muayenede kulak kiri fark edilirse öncelikle kirin temizlenmesi gerekecektir. Hasta hikayesi ve otoskopik kontrolün ardından işitme kaybının tipini/derecesini ortaya çıkarmak, konuşmaları anlama yeteneğini değerlendirmek için ileri tetkikler yapılır. Hastanın şikâyetleri ile işitme kaybının tipi ve derecesinin belirlenmesi, işitmeye yardımcı olacak doğru yolu belirlemek açısından çok önemlidir.” dedi.
İşitme kaybında yaygın olarak işitme cihazları kullanılıyor
İşitme kaybının gelişen teknoloji sayesinde giderilebildiğini kaydeden odyolog Avşar, işitme kaybının giderilmesinde işitme cihazlarının kullanıldığını belirterek “Şu ana kadarki medikal ve teknolojik gelişmeler, kalıcı işitme kaybının giderilmesi için büyük adımlar atılmasını sağlasa da henüz beklenen seviyeye ulaşamamıştır. Bu sebep ile hala işitme kaybının yönetilmesinde en çok uygulanan yöntem işitme cihazı uygulamalarıdır. Odyologlar tarafından hastanın işitme kaybına göre özenle ayarlanmış bir işitme cihazı işitme kaybının hasta üzerinde yarattığı olumsuz etkileri oldukça hafifleterek hastayı rahat ettirecektir.” dedi.
Yardımcı dinleme cihazları ve biyolojik kulak da kullanılıyor
Yardımcı dinleme cihazlarının da işitme kaybında kullanılan bir başka seçenek olduğunu ifade eden Avşar, “Bazı durumlarda, özellikle çok ileri derecede işitme kayıplarında, işitme cihazları fayda gösterememektedir. Bu durumlarda cerrahi olarak uygulanan sesi doğrudan işitme sinirine gönderen koklear implantasyon (biyonik kulak) yönteminden yararlanılır. Belirli işitme kaybı türleri için de kulak ameliyatı, kulak tüpü ve ilaç tedavisi de uygulanan diğer yöntemlerdir.” dedi.
İşitme kaybı beyni de etkiliyor!
Odyolog Busemnaz Avşar, işitme kayıplarının ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı: “Unutulmaması gereken şudur ki; işitme cihazları sadece duyurmakla kalmaz, aynı zamanda beynin konuşmalar da dahil olmak üzere günlük hayatta karşılaştığımız tüm sesleri anlamasına vesile olur. Çok hafif işitme kaybında bile işitme cihazı kullanılmaması, beynin sesleri anlama ile görevli bölümlerini köreltir ve geri dönüşü olmayan sıkıntılara sebep olabilir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.