Mevlana der ki; “Aklınıza gelen her güzel şeyi duaya dökün!.. Niyet olur…Nasip olur… Yol olur… Hal olur…” Necip Fazıl Üstat da der ki; “ Umutsuzluk yok, dua var. Acele etmek yok, sabretmek var. İmkansız diye bir şey yok çünkü Allah var.”
Kur’an-ı Kerim’de, dua konusunda 200 kadar ayet-i kerime vardır. Dua; kulun Allah’a en yakın olduğu an ve onun emirlerine bağlılığın en güzel göstergesidir. Allah’a yöneliş, onun dışındakilerden yüz çevirmektir. Dua bir yakarıştır, Allah’ın bizden istediği bir ibadettir. Acziyetimizin ve yaratana muhtaç olduğumuzun beyanıdır.
Allahu Teala Kur’an-ı Kerim’de buyuruyor ki; “ Bana dua edin, kabul edeyim. Çünkü bana kulluk etmeyi bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir.”(el-Mü’min 40/60 ). “Allah’a yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki O, haddi aşanları sevmez” (el-Araf 7/55). “ Kullarım beni senden sorarlarsa, bilsinler ki; gerçekten ben onlara çok yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.” (el-Bakara 2/186). “(Ey Muhammed) De ki: Duanız olmasaydı Rabbim size ne diye değer versin.”(el-Furkan 25/77)
Hadis-i Şerifte şöyle buyurulur:“ Dua edene istediği şey; ya bu dünyada hemen verilir veya ahirete saklanır yahut üzerinden; istediği iyiliğe karşılık bir kötülük giderilir. ( Müsned, |||, 18)
Dua imanın en önemli belirtisidir. Kulun aracısız doğrudan Rabbiyle konuşmasıdır. Allahu Teala’ya muhtaç olmanın en açık göstergesidir. Hem zikirdir, hem de şükürdür. Her şeyin sahibinden; her şeyi istemektir. Dua; kulun üzerine düşen görevleri yaptıktan sonra Rabbinden yardım dilemesidir. Önce eylem-amel sonra dua gelir. İnsanın yaptıkları niyetinin göstergesidir. Dua bir işin hem başında, hem ortasında, hemde sonunda vardır; Allah’a güven ve imandır. Dua; aslında geleceği planlamak ve bu konuda Allah’tan yardım istemektir, her amelin ve yapılacak işin motivasyonudur. İnsanın yaptıkları iyi ise duası da makbuldür. Ancak insan acelecidir, isteklerinin hemen gerçekleşmesini ister. Allahu Teala kula en uygun zamanda duasını gerçekleştirir. Resulullah Aleyhisselatü Vesselam buyururlar ki; “Makbul olduğundan şüphe bulunmayan üç dua vardır: Mazlumun duası; misafirin duası; babanın çocuğuna duası.” ( Ebu Davud, Tirmizi, İbn-i Mace) Allahu Teala’ya tam bir bağlılık ve rızasına uygun dualar kabule mazhar olurlar. Duanın dili herkesin kendi gönül dili ve konuştuğu dildir. Tabii ki; Kur’an-ı Kerim’de ve Hadis-i Şeriflerde bildirilen duaları yapmak da çok güzel olur.
Her namaz rekatında okuduğumuz Fatiha suresi aynı zamanda bir duadır. Allah’tan, önce hidayet ve dosdoğru yolda olmak istenmelidir. İşte Fatiha’da böyle dua ediyoruz. Dua edenin yaptıkları ile söyledikleri birbirine uyumlu olmalıdır. Dünya ve ahirette bütün mü’minler için iyilik istenmelidir.
Dua istikamet sahibi olma niyetidir. Aslında insanın niyeti ve istekleri ne ise kendisi de odur. Dua ne olmak istediğinin ifadesidir, bir irade beyanıdır. Dua’nın cevabı mutlaka vardır. Mü’minin her eylemi aslında bir duadır. Önce üzerine düşen görevi yapacaksın, fiilen niyetini ve arzunu isbat edeceksin sonra kavli duanı yapacaksın. Önce tedbir sonra tevekkül yani Allah’a sığınma ve dua gelir. Duayı Allah’a ulaştıracak şey salih ameldir, istediğin şey konusunda samimiyetin ve fedakarlığındır. Dua ümidin canlı tutulmasıdır. Duası olmayanın ümidi de tükenmiştir.
“ Gerçek dua sadece ona (Allah’a) yapılandır. Onun dışında yalvardıkları onlara hiçbir şekilde cevap veremezler.” (el-Rad 13/14) Duayı ihmal etmemek gerekir. Dua iyi olmaya niyet etmektir, şifadır, önemli bir tedavi yöntemidir. Kabul edileceğine inanarak dua etmelidir. Dua ne olmak ve ne almak istediğinin beyanıdır; bunun şuurunda olmaktır. Olmak istediği konuda gayret gösterip, sonrada bu konuda Allah’ın yardımını talep etmektir. Dua sadece Allah’a olursa anlamlıdır. Başka bir mahluka dua anlamsızdır ve şirktir. Bütün ibadetlerimiz aslında bir duadır. Haramlardan uzak durmak da bir duadır. Dua bir umuttur, Allahı hatırlamaktır. Dolayısıyla emirlerini hatırlamaktır ve bir iman tazelemelidir.
Mü’minler kendileri için de, diğer mü’minler için de dua ederler; her namazda bu dualarını tekrar ederler. Birbirine dua eden mü’minler arasında herhangi bir kötü duygu ve düşmanlık olabilir mi? Ülkemiz, insanımız ve bütün mü’minler için sürekli dua etmeliyiz. Başkaları için yaptığımız dua, aslında kendimize yapılmış bir duadır.
Zalimlerin şerrinden korunmak,hastaların şifası, vatan için çalışanların ve savaşanların muzafferiyeti için, anne-babalarımız, çocuklarımız, dost ve arkadaşlarımız ve geçmişlerimiz için dualarımız her zaman olmalıdır. Şems-i Tebrizi der ki; “Hayatta olabileceğiniz en güzel şey; bir duanın içinde yer almaktır.”
Bu vesile ile dua eder ve dua bekleriz..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.