Çankaya Köşkü'ne 24 Ağustos tarihi itibarıyla ilk defa halkın seçtiği cumhurbaşkanı evsahipliği yapacak. Türkiye, tarihi bir seçimin arefesinde. Bir yanda AK Parti'nin adayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, diğer yanda çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu ve HDP adayı Selahattin Demirtaş. İlk turda yüzde 51 oy alan aday halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçecek. İlk turda adaylardan birisi yüzde 51 oy alamazsa 24 Ağustos'ta ikinci tur oylama yapılacak. Bu oylamaya ilk turda en çok oy alan iki aday katılacak ve en çok oy alan aday Türkiye Cumhuriyeti'nin 12'inci Cumhurbaşkanı olacak.
Halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanı'nın çok farklı tanımının olacağını söylemek yanlış bir ifade olmaz. Halkın oyuyla makama gelenlerin, icraatlarından dolayı halka hesap vermek gibi zorunluluğu vardır. Bu gerçekten hareketle seçilecek 12'nci Cumhurbaşkanı alışık olduğumuz Cumhurbaşkanlarından farklı bir profil sergileyecektir. İşin hülasasını yapacak olursak, halkın oyuyla seçilecek olan Cumhurbaşkanı resmen olmasa da fiiliyatta yarı başkan olacaktır. Seçim biter bitmez de yarı başkanlığa geçiş tartışmaları ekranlardaki yerini sıklıkla alacaktır.
Halkın oyuyla seçilecek olan Cumhurbaşkanı, çok şey ifade ediyor. Türkiye her zamankinden daha fazla güçlü olmak zorunda, istikrarını korumak zorunda. Etrafımız, İslam Coğrafyası ateş çemberinde, kan var, göz yaşı var. Filistin'de, Myanmar'da, Orta Afrika'da, Suriye'de, Irak'ta, Çin'in Uygur Bölgesinde ve daha bir çok İslam toprağında zulüm var. Müslümanlara her türlü işkence dünyanın gözleri önünde yapılıyor.
Filistin'de Siyonist İsrail tarafından kadın çocuk demeden binlerce dindaşımız şehit edildi. Saldırılar halende devam ediyor, sonunun ne olacağını da kimse kestiremiyor.
Bütün Orta Doğu'da ve İslam Coğrafyası'nda istikrara sahip, büyümesini devam ettiren ve demokrasi ile yönetilen tek ülke var; o da bizim ülkemiz.
Hem bu coğrafyada yaşayanların, hem de İslam coğrafyasında yaşayanların tek ümidi Türkiye Cumhuriyeti. Bizi de parçalamak istiyorlar, Ortadoğu batağına çekmek istiyorlar. Her türlü fitne mekanizmasını harekete geçirip, ülkemizi kaosa sürüklemek istiyorlar.
Gerek Gezi olayları, gerek 17 ve 25 Aralık darbe girişimleriyle Türkiye'yi çıkmaza sürüklemek istediler. Ekonomiyi bozup, kaos çıkartmak istediler. Siyasi istikrarsızlık çıkartıp ülkeyi yönetilemez hale getirmek istediler. Ama nafile. Artık çok geç kaldılar. Ellerinden geleni ardına koymasınlar, Türkiye'ye bundan sonra hiç bir şey yapamazlar.
Mazlumların tek umudu olan ülkemiz, Allah'ın izniyle büyümeye devam edecektir. Milli refleks sergilemeye devam edecektir.
Türkiye Cumhuriyeti seçmenleri 10 Ağustos'ta sandık başına giderek istikrara oy vereceklerdir. Yeni Türkiye'nin inşaasına oy vereceklerdir.
Bir parantezde muhalefet partilerine açmak gerekiyor. Ekmeleddin İhsanoğlu'nu ortak aday göstererek en büyük kötülüğü kendilerine yapmışlardır. CHP ve MHP aday çıkarma cesareti gösteremeyerek AK Parti'nin üstünlüğünü kabul etmiştir.
"Biz tek başımızla AK Parti'yle baş edemiyoruz." diyerek İşçi Partisi'yle ittifaka gitmişlerdir. Her iki siyasi partide kendi tabanlarını küstürmüşlerdir.
Olan biteni vatandaş yakından izliyor ve çok iyi analiz ediyor.
Seçmen 10 Ağustos'taki seçimler için kararını çoktan vermiş durumda. Seçimde sürpriz yaşanmayacak ve Milletin Adamı Cumhurbaşkanı olacaktır.
Sonuçlar, milletimize ve tüm insanlığa hayırlı olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.