İçlerinden Rıdvan Arslan kıyafetini giydikten sonra baklava kutusuyla üst kata, polislerin de bulunduğu mutfağa giriyor. Masaya koyuyor kutuyu. Polisler, bekçiler birer dilim baklava alıyorlar. İşe tatlı eşliğinde başlıyorlar.
İstanbul'da birçok mahallede saat 22.00-06.00 arasında artık bekçilere emanet. Böylece 1991 yılında sokaklardan çekilen bekçiler 26 yıl sonra tekrar mahalleye geri döndüler. İlk planda 386 bekçi görev yapıyor ama ilerleyen günlerde sayı artacak.
Fotoğrafçı arkadaşım Murat Şengül ile bekçilerle bir gecelik mesai yapacağız. Başkomiser A.E'nin talimatları doğrultusunda Merkez Mahallesi ve Çınar Mahallesi'nde onlarla birlikte sabaha kadar devriye atacağız.
İlk olarak Merkez Mahallesi'ni turluyoruz, üç bekçi bir polis memuruyla. (Birkaç hafta bekçiler deneyimli polislerin gözetiminde görev yapacak.) Yola çıkar çıkmaz geçen hafta Bağcılar'da röportaj yaptığımız Türkiye şampiyonu kick boks'çı Emine Arslan ile karşılaşıyoruz.
Bekçilere "Hayırlı olsun" diyor. Arslan antrenmandan çıkmış evine gidiyor, kısa bir hoş sohbetten sonra "Sokaklar ve huzurumuz size emanet, Allah yardımcınız olsun arkadaşlar" deyip vedalaşıyor bizimle.
Bekçileri görenlerin tepkisi farklı. Gençler biraz şaşkın, hafızalarındaki tek bekçi Kemal Sunal'ın Bekçiler Kralı filmindeki Şaban Özgüneş. 40 yaş üstü yurttaşlar, mahallelerde bekçilerin dolaştığı günleri hatırlıyor.
Onlar ise eski dostlarını yeniden görmüş gibi sıcak bir gülümsemeyle selamlıyor bekçileri. "Hayırlı olsun" diyen yurttaşlar, çay ikram etmek isteyen esnaf, hatta pencereden el sallayan teyzeler...
Bekçiler, dinamik, heyecanlı, kararlı, yer yer esprililer. Mahallenin her noktasını sürekli kontrol ediyorlar. Ara sokaklar, parklar, okul avluları, otoparklar...
Şüpheli gördüklerine kimlik kontrolü ve üst araması yapıyorlar. Görev aldıkları mahalleleri karış karış öğrenmişler.
Bir kulakları da telsiz anonslarında
Ortalama gece boyu 12-15 bin arasında adım atıyorlar (uygulama sağ olsun, ölçtük).
Sabaha kadar iki vakaya denk geldik. Hırsızlıktan ve hafif yaralamadan aranan iki kişiyi yakalayıp polislere teslim ettiler.
Birkaç gün önce de birkaç uyuşturucu vakası yakalamışlar. Yani ilk haftada Bağcılar'da farklarını gösterdiler.
HIRSIZLIKTAN ŞİKAYET EDEN HIRSIZ ZANLISI
Merkez Mahallesi'nin ara sokaklarından iki kişi geliyor. Biri kısa diğeri uzun boylu. Saat 01.00'e yaklaşıyor. Bekçiler "Arkadaşlar merhaba, kimlik kontrolü yapabilir miyiz?" diye durduruyorlar kibarca. Kısa boylu olan "Başladınız demek göreve, hayırlı olsun arkadaşlar, kim düşünmüşse Allah razı olsun, şahane proje bekçilik" diyor. Diğeri de "Hayırlı olsun" diyerek arkadaşını onaylıyor. Kısa boylu olan "Artık şu hırsızlığın önüne geçilir. Berberim ben, bir kere dükkanım soyuldu. Abimin evini tam beş kere soydu namussuzlar. Hatta bir keresinde gündüz vakti, yengem yeğenimi okuldan almaya çıktığında girmişler" diyor.
Diğeri "Takip etmişlerdir, namussuzlar" diyor. Bu sırada kimlik kontrolü uzuyor. Uzun boylu olan, polis arkadaşları olduğunu haftada bir defa buluştuklarını falan anlatıyor. Polis memuruna "İşiniz de çok zor" diyor. Sonra biraz zaman geçince "Arkadaşlar bir sıkıntı mı var?" diye soruyor. Bekçiler "Sıkıntı yok" diye cevap veriyor. Ama işin içinde bir tuhaflık var gerçekten. Çünkü daha önceki kimlik kontrollerinde daha hızlı sonuç alınıyordu. Bekçiler kibarca "Arkadaşlar merkeze kadar gidebilir miyiz, hakkınızda aranıyor kaydı var" diyorlar.
SABAH
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.