Evrenin, Cenab-ı Allah’ı CC nasıl tanıttığını delilleriyle ortaya koyuyor. Esma-i Hüsna’yı tanıtıyor ve Sözler ve tabiki bilim adamı olarak konu aldığım Bediüzzaman Said Nursi’nin (ra) bütün Risale-i Nur Külliyatı, bu noktadan tevhid akidesini yâni Allah’ın varlığını ve birliğini itiraz kabul etmez bir şekilde, Allah’ın teşriî ve tekvini kanunlarına dayanarak ortaya koyuyor.
(Allah'ın kâinatta koymuş olduğu kanunlar, yer çekimi kuvveti vb. ile çekirdek-toprak-su-güneşle buluşursa yeşermesi gibi; bunlar tekvini
(kevni) kanunlardır. Allah'ın indirdiği, ibadetleri ve insanlar arasındaki münasebetleri düzenleyen dini hükümler, teşrii kanunlardır.)
Vahdaniyeti ayan beyan gösteriyor. Tevhid, nübüvvet, haşir, adaleti öyle akıl ve mantık çerçevesinde nazara veriyor ki, hiçbir şekilde itiraza kapı bırakmıyor.
Sözler Mecmuası Yirmi Beşinci Söz Kur’an’ın mucizeliğini anlatıyor. Kur’an neden mucize olduğunu kırk yönüyle ortaya koyuyor. Mucize yönlerini anlatırken diyor ki; Kur’an gözlü tabakasına diyor ki ben mucizeyim. Nasıl mı? Kur’an yazılış ölçüsünü veriyor. Hafız Osman hattı ile Medayin ayeti bir sahife ve İhlas suresi bir satır ölçü alınarak Kur’an yazılırsa, ki bu şekilde yazılmıştır. O durumda ortaya ne çıkıyor? Allah Lafzullah’ı alt alta tevafuk ettikleri görülmektedir.
Kur’an’da iki yerde Kıtmir kelimesi geçmekte ve bunlar da başka sahifelerde alt alta tevafuk etmektedir. İşte Kur’an gözü gören ve buna bakan birine diyor ki ben mucizeyim.
Kur’an kulaklı tabakasına da ben mucizeyim diyor. Nasıl mı? Yerinden yanı Yirmibeşinci Söz’den okuyunuz, nasıl olduğunu görünüz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.