Üzüntülü durumlarda huzursuzluğumuzu ifade etmek için; Kazancı Bedih’in ‘’Bayram gelmiş neyime,
Anam anam garibem. Kan damlar yüreğime, Anam anam garibem’’ mısralarını mırıldanırız.
Ramazan Bayramını tam da bu ifadelerde yerini bulduğu şekilde karşılıyoruz. Tüm İslam Âlemini üzen
vahşice uygulamalara şahit oluyoruz.
Zira Dünyanın en acımasız Terör Devleti İsrail; Ramazanın son günlerine doğru kutsal mekanımız ve ilk
Kıblemiz olan Mescidi Aksayı bastı. İbadet eden Müslümanları gaz bombalarıyla ve plastik mermilerle
taciz edip işkenceye tabi tuttu.
Akabinde sivil halkın üzerine uçaklarla bombardıman yağdırdı, onlarca çocuk-sivil hayatını kaybetti.
Barbarca saldırılarına devam etti.
Diğer taraftan basına yansıdığı kadarıyla; Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine karşı sürdürülen Çin
zulmü kesintisiz devam ediyor. Toplama kamplarında işkenceler ediliyor. Çocuklar ailelerinden alınıp
koparılıyor. Kadın ve kızlar zorla Çin erkekleriyle evlenmeye zorlanıyor.
Keşmir’de, Arakan’da, Gazze’de, Suriye’de, Afganistan’da, Irak’ta, Lübnan’da, Somali’de, Orta Afrika
Cumhuriyeti’nde, Çeçenistan’da, Filipinler’de kan ve gözyaşı hep Müslümanlar üzerinde devam
ediyor.
Dünyanın dört bir yanında manzaranın bu ahvalde olduğu bir ortamda, İslam Dünyası Ramazan
Bayramına giriyor.
İslam Dünyasından tepkiler cılız geldiği için zulme karşı etkili olamıyor. Aynı şekilde İslam İşbirliği
Teşkilatının beklenen tepkiyi/etkinliği zamanında gösteremediği de gözlerden kaçmıyor.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı, İslam Aleminin lehine alacağı kararlarda ABD’nin vetosuna takılıyor.
Kararlar alınsa bile İsrail gibi kural tanımayan ülkeler karara uymuyor. Çünkü bu terör devleti ancak
güçten anlıyor.
Elbette Devlet erkanımız bu konularda gereken girişimleri yapıyor. Allah Devletimize ve Milletimize
güç kuvvet versin.
Halk olarak tepkiler veriliyor, protesto gösterileri yapılıyor. Dualarımızla da mazlum milletlerin
kurtuluşu için niyaz edelim. Hasbünallah ve nimel vekil, nimel Mevla ve nimennasir.
Aynı şekilde bir yılı aşkın süredir Pandemi kısıtlamaları altında hayatımızı sürdürüyoruz. Pek çok
insanımız bu virüs nedeniyle vefat etti, Allah cümlesine rahmet eylesin. Rabbim en kısa zamanda bu
salgından da Ülkemizi ve insanlığı kurtarsın.
Bayram namazı, Cuma namazı kime farz ise; o kimseye bayram namazı kılmak ta vaciptir. Bayram
namazından sonra okunan hutbeler sünnettir.
Bayram namazının vakti, güneşin doğuşundan takriben elli dakika sonra başlar. Zeval vakti denilen
güneşin tam tepeye gelme zamanına kadar devam eder.
Bayram namazları ikişer rekât (dokuz tekbir, iki rekât) olup cemaatle kılınır. Bayram namazına
yetişemeyen kimse, artık onu kaza edemez ve tek başına kılamaz.
Âdeti veçhiyle, Ramazanı Şerif Bayramınızı tebrik eder, tüm İslâm Âleminin kurtuluşuna vesile
olmasını Cenabı Allah’tan (c.c.) niyaz ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.