• BIST 9367.77
  • Altın 2955.021
  • Dolar 34.4743
  • Euro 36.41
  • İstanbul 6 °C
  • Ankara 16 °C

BAŞKA ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM CANCAĞIZIM

Cemal Kapan

Referandum sona erdi. Evet diyenlerin birçoğu suçu gizli Fetöcülerde, Ak Parti içindeki AKP’lilerde, MHP’lilerde buluyor. Bunların hepsi etken olmasıyla beraber başka şeyler söylemek lazım. Suçlu hep dışarıda aranmamalı. Şeyh Edebali misali inandığımız doğruları ama demeden, menfaatime dokunur demeden iktidarın yüzüne söylemek bize, bunlardan bir sonuç çıkarmak iktidara düşer.  İstanbul’u kaybetmek demek Türkiye’yi kaybetmek demektir. Ortada çok ciddi bir durum var ve sistemin kendini sorgulama zamanı gelmiştir. Üst üste sayamayacağım kadar çok zafere doymuş teşkilatta bazen rehavete yol açabilir. En başta söyleyeceğim teşkilatta aklı başında hiç kimse yok mu Allah aşkına, “Ya bir dakika beyler, partili sandık başkanı olmaz, hem bu kura işi sakat, acemi başkanlar çok hata yapar en güvenilir meslek hala Öğretmenlik. Yıllardır seçimlerde Öğretmenler başkanlık yapar ve bugüne kadar sorun çıkmadı, gelin düzeni bozmayalım. ” diyecek. Belki de seçimlere en büyük gölgeyi düşürecek “mühürsüz oy geçerlidir” kararına hiç gerek kalmayacaktı. Çünkü işini bilen ve partili olmayan sandık başkanları böyle bir hata yapmayacaktı.

18 yaşında milletvekili olunmasına ne biz inandık ne de inandırabildik. Daha önemli maddelerin gücünü azalttı bu ve benzeri maddeler. İktidarın en zayıf olduğu seçmen grubu 18-22 yaş arası üniversiteli gençler. Çok az oy geliyor bu yaş grubundan, bu yüzden derhal üniversitelere yönelik yapıcı, çekici projeler hazırlamak lazım.

“Eyalet” söylemi, “Hayır verenlerin karıları kızları helaldir!” söylemi tahmin edilemeyecek kadar çok zarar vermiştir. Testi kırılmadan tedbiri almak lazımdı. Yönetici sıfatında kim varsa tekrar hizmet içi eğitimden geçirilmeli ve kırılması gereken kalemler derhal kırılmalıdır.

            Teşkilatla ilgili başka bir sıkıntı ise, evet diyenlerin beklentileri açık ara fark atılacağı yönünde tutulmasıydı. Bu yüzden çıkan 51,4 lük sonuç kimseyi tatmin etmedi. Oysaki anket şirketlerin ortalama verileri bize çok önceden bu sonucu veriyordu. Uçları atarsak evet oy yüzdesini Konsensus 51,2, Gezici 51,3, Konda 51,5, Anar 52, Metropol 52,5, Andy-ar 53,7, Genar 54,3 vermiş. Anket, sistematik bir veri toplama yöntemidir.

 Ak Partinin kendi anket şirketi varsa ve sonucun aslında %52’lerde olacağını bildiği halde kendi seçmenine büyük farkla evet çıkacak stratejisi güdüldüyse bu stratejinin çuvalladığı aşikârdır. Yok, gerçekten son dakikaya kadar açık ara fark bekleniyorsa bu daha da vahimdir. Takke düştü kel göründü. Bence en büyük eksiklik yüzlerine doğruları söyleyecek gerekirse eleştirecek kişi sayısının azlığıdır. İktidarın ilk yapması gereken bağımsız, profesyonel bir firmayla çalışıp “Nerede eksiklik var? Nerede yanlış yaptık?” sorusunun cevabını bulmaya çalışmak olmalıdır. Çünkü görülüyor ki çevresindeki danışmanlar ve dostlar(!) doğru yönlendiremeyebiliyorlar. Eğer doğru analiz yapılmış olsa ve doğru strateji güdülse, seçmen durumun bıçak sırtı olduğunu bilse foto finişle kazanılsa bile sokaklara iner, korna sesinden durulamazdı.

Dünya üzerinde yüzde 51,4 almasına rağmen kaybetmiş gibi üzülen, yas tutup karalar bağlayan başka bir seçmen kitlesi yoktur herhalde...

Referandumdan bir gün önce sosyal medya hesabımdan “Malazgirt'ten girdiğin gibi, Kudüs’ü aldığın gibi, İstanbul surlarını deldiğin gibi, Çanakkale'de düşmana vurduğun gibi vur. Evet'e vur! Evet de tarih yaz! ”diye paylaşımda bulunmuştum. Allah aşkına Kadir Topbaş’ın bir mitingde çıkıp ta şu benim söylediğime eş veya daha güçlü bir mesaj verdiğini duyan var mı? İstanbul elden gitti beyler hala neyi bekliyorsunuz? Teşkilatlarından parti yönetimine hatta Bakanlar Kurulu'na kadar yeni bir dizayna gidilmesi gerektiğini görmüyor musunuz?

Bu sonuçlar gösteriyor ki Sayın Cumhurbaşkanının 2019'da Cumhurbaşkanı adayı olması halinde birinci turda seçilme ihtimalini çok zayıflatmıştır, eğer birinci turda seçilemezse bu doğal olarak ikinci turda Sayın Cumhurbaşkanın karşısında kim varsa onun seçilme ihtimalini daha yükseltmiştir. (Ama panik yapılmaması gerek çünkü süreçte başkanlığın verdiği rüzgârla daha güçlü yönetilen, daha hızlı ve daha çok yol alan Türkiye görüldüğünde, halkımız sağduyulu hareket edecektir.)

Peki, her şey mi kötü? Hayır, tabiî ki değil. Cumhurun başkanı, Doğu ve Güneydoğu'da Refah Partisi döneminde oy aldığı şehirlerden yeniden almaya başladı ve oylarını %200 artırdı. Yedi düvele karşı savaştı ve yine de %50’nin üzerinde oy aldı.

Bundan sonra başkanlık sistemi ile beraber en kısa sürede OHAL kalkmalı ve başta ekonomi olmak üzere her şey normalleşmeli. FETÖ ile mücadele aman vermeden devam etmeli, FETÖ’den açığa alınan devlet memurları ile ilgili kararlar en hızlı şekilde sonuçlandırılmalı, atılması gerekenler atılmalı, göreve iade edilmesi gerekenler edilmelidir. Teröre karşı en ağır cezalar (başta idam olmak üzere) getirilmeli ve ülkemiz terör lanetinden kurtarılmalıdır.

 Neredeyse her üç yazımdan birinde bahsettiğim, kabinede yapılacak değişiklikle milli eğitim bakanlığına, milli eğitim kökenli bir bakan getirilmeli, şuralarda her kesimin temsilcileriyle tartışarak, partiler üstü (yerli ve milli olmak koşuluyla) bir eğitim politikası belirlenmelidir.

Son sözü şair söylesin;

Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır

Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır

 

Bu yazı toplam 1921 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113