Bahçeli, açıklamasında, "Rusya Federasyonu'nun düşürülen uçağın arkasından, ülkemize arka arkaya tehdit tonu yüksek mesajlar vermek yerine, hangi hak ve ahlaki motivasyonla Türkmenlere saldırdığını açıklaması zarurettir. Türkmen Dağı Sibirya'da değildir" ifadelerine yer verdi.
Bahçeli, "Türkiye Cumhuriyeti'nin; güvenliğini tehdit eden, egemenlik haklarını çiğneyen, havadan ve karadan tahrike yeltenen her türlü teşebbüs ve niyete müdahale hakkı olduğu açıktır. Bu hususu bölgesel ve küresel aktörlerin anlayışla karşılaması, hatta saygı duyması önşarttır. Rusya Federasyonu'nun 3 Ekim'den bu tarafa Suriye rejimini arkalayarak Türk Hava Sahası'na uluslararası hukuka aykırı şekilde tecavüz ettiği bilinen bir gerçektir. Ayrıca Bayırbucak Türkmenleri'ni havadan bombalayarak soydaşlarımıza düşmanca davrandığı, Türkmen Dağı'na ölüm yağdırdığı ve dolayısıyla Türkiye'nin sabır ve tahammülünü zorladığı da ortadadır. Rusya Federasyonu'nun sınırlarımızın hemen bitişiğinde teröristlere operasyon bahanesiyle Türkmen katliamına ortak olması kabul edilemeyecek bir ilkelliktir. Türk milletinin bu vahşiliği normal görmesi, olan biten saldırılara sessiz kalması elbette düşünülemeyecektir. Türkmen Dağı'nda yaşanan kayıp ve dramların, Rusya Federasyonu'nun düşürülen uçağından daha değersiz, daha önemsiz olduğunu ima yollu iddia etmek ne insani ne de medeni bir tavır olacaktır" dedi.
Bahçeli, "Rusya Devlet Başkanı Putin'in, "Su-24'ün düşürülmesi hain ve açıklanamaz bir arkadan bıçaklamadır" sözleri inandırıcılığı olmayan, işlenmiş suç ve cinayetleri örtbas etmeye tevessül eden fos bir sızlanmadır. Rusya Federasyonu'nun düşürülen uçağın arkasından, ülkemize arka arkaya tehdit tonu yüksek mesajlar vermek yerine, hangi hak ve ahlaki motivasyonla Türkmenlere saldırdığını açıklaması zarurettir. Türkmen Dağı Sibirya'da değildir. Bayırbucak Türkmenleri Rusya Federasyonu'nun sınırları içinde de değildir. Komşuluk hukukunun, siyasi ve ekonomik ilişkilerin sağlıklı ve dengeli sürebilmesi için Rusya Federasyonu'nun daha sorumlu ve soğukkanlı hareketi şüphesiz ki elzemdir. Ve iki tesir altına alan tehlikeli kamplaşmanın bir an önce yatıştırılması, normalleşmenin sağlanması lazımdır. Türkiye soydaşlarını, sınırlarını ve devlet olmaktan kaynaklanan dokunulmaz haklarını sonuna kadar müdafaa etmelidir. Bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi, her türlü eleştiri hakkı saklı kalmak kaydıyla, AK Parti hükümetini desteksiz bırakmayacaktır. Çünkü mesele partiler üstü bir konu olup milli bekayla ilgilidir. Bilinmesi gereken en yalın gerçek şudur: Türkiye-Rusya Federasyonu arasında büyüyen, farklı alan ve çevrelere yayılan husumet ve bunalım döngüsünün hiç kimseye faydası olmayacaktır. Türkiye'nin korkutulması, taviz vermeye zorlanması, pısması ve meşru çizgisinden koparılması beyhude bir çabadır" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.