Ne hikmettir bilinmez ama Milli Eğitim Bakanlığı yönetici görevlendirme yönetmeliğinde; ikisi de İlahiyat Fakültesi mezunu olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni ile İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri Öğretmeni arasında ayrım yaparak hata ediyor. Aynı fakülteden, aynı sınıftan mezun ve aynı dersleri almış olanlar arasında ayrım hatadır ve hatada ısrarcı olmak ise bir başka hatadır. Teknik Öğretmenler dâhil meslek öğretmenleri bu yönetici görevlendirme yönetmeliği ile resmen mağdur ediliyorlar.
2009’da Yönetici Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde "atanmak istediği okula öğretmen olarak atanma" şartı getirilmişti. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni ile İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri Öğretmeni ayrılmış ve alanda sorun yaşanıyordu. Sorunu Bakanlığa taşıdığımızda makul karşılanmış, 27.01.2010 tarih ve 289/5039 sayılı görüş ile Personel Genel Müdürlüğü, 27.01.2010 tarih ve 02/207 sayılı görüş ile de Din Öğretimi Genel Müdürlüğü bizleri haklı bulmuştu. Görüş yazısında; İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenleri hariç"Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleriyle İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri öğretmenleri aynı kaynaktan karşılanmaktadır. Bu nedenle Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri öğretmeni olarak, Meslek dersleri öğretmenleri de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak atanabilecek niteliktedir." Denilmişti. Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı da 13.03.2011 tarih ve 6371 sayılı yazısıyla; "İlahiyat Fakültesi mezunlarının hem İmam Hatip Lisesi Meslek dersleri alanı öğretmenliğine hem de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanı öğretmenliğine atanabildikleri dikkate alınarak bu alan mezunlarının öğretmen ve yönetici olarak atama ve yer değiştirmelerinin ilgi (07.07.2009 tarih ve 80 sayılı Talim Terbiye Kurulu Kararı) doğrultusunda yapılması gerektiği kurulumuzca uygun mütalaa edilmiştir." Diyerek yönetici atamada aynı sınıftan mezun aynı işi yapan iki farklı unvandaki öğretmenin eziyet çekmesinin önüne geçmişti.
Yıl 2014 ve yeni yönetmeliğe göre; "Görevlendirileceği eğitim kurumuna, görevlendirileceği tarihte alanı itibarıyla öğretmen olarak atanabilme şartını taşıyor olmak." Hükmü getirilmiş durumda. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi branşındaki yöneticinin İmam Hatip Liselerine; İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri branşındaki yöneticinin de İHL ve İHO' dan başka okulla atanamama sorunu yine baş göstermiş görünüyor. 2009 ve 2011’de yönetici olarak atananlara; “dün sizi atadık fakat dün ne yaptığımızı ve ne dediğimizi unuttuğumuz için şimdi atayamayız” deniliyor. Hem de 20.02.2014 tarih ve 9 sayılı Öğretmenliğe Kaynaklık Eden Program/Bölüm/Dal Mezunlarının Atanabileceği Alanlar" çizelgesinin 162.sırasında; İlahiyat Fakültelerinin atanabileceği alan/alanlar sütununda, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri yazmasına rağmen. Yine aynı çizelgenin 16. ve 32. Sırasında DKAB ve Meslek Dersleri öğretmenlerinin girebileceği derslerin bir biri ile örtüştüğü halde.
Bakanlık, Edebiyat-Türkçe branşlarında ayrı kaynaktan mezun olanlara uyguladığı mantığı, DKAB- Meslek Dersleri branşlarında aynı kaynaktan ve sınıftan mezun olanlara uygulamak istiyor. Temel çelişkiyi yine gözden kaçırmışa ve 2009’da yaşanan tartışmalara yeniden dönmüşe benziyor. Genel Müdürlüklerin ve TTK’nın görüş yazıları ise geçerliliğini koruyor. Başka bir hata yapılsa anlayacağız. Sizce aynı hatayı tekrar yapmanın ve üstüne üstlük düzeltmemenin izahı olabilir mi?
Teknik Öğretmenler için de aynı mağduriyet bir başka boyutuyla sürüyor. Önceki yönetmeliklerde “okutabileceği ders” arandığı için sorun çözülmüştü. Fakat şu an “alanı itibariyle atanabilme “ şartı problem gözüküyor. Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde 9. Sınıflar için Mesleki Gelişim Dersi ve 9. Sınıflar ortak olduğundan ve hiçbir alana girmediğinden mesleki gelişim dersi; tüm meslek dersi öğretmenlerinin sorununu çözmesi gerekmektedir. MEGEP haftalık ders çizelgeleri ve öğretim programlarında mesleki gelişim dersi tüm bölümlerin aylık karşılığı okutulacağı ders niteliğindeydi. Bu durum tek başına bütün sorunu çözebilecek niteliktedir. Bu konuda 2009’da yaşanan tartışma 2011’de bitmişti. 2014’te yeniden başlayan bu tartışma umarım çok uzun sürmez ve ta 2023’te bitmez.
Bakanlık, tespitlerimizi Hz. Ömer’in; “Bana hatalarımı gösterenden Allah razı olsun” sözüyle birlikte değerlendirip bizi haklı bulmalıdır. Eğer çarpıklık düzelmezse mağdur öğretmenler “dün doğru olan bu gün neden yanlış” sorusunu sormaya devam edecek, Bakanlığı suçlamamak için neden bulamayacak ve “İlk hata saflığın, fakat sonrakiler suçun ürünleridir.” diyen Oliver’i haklı bulacaklardır.
Ali YALÇIN
Eğitim-Bir-Sen Genel Bşk. Yrd.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.