Pendik Belediyesinin Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezi’ndeki düzenlediği ‘Ağaç ve Tarih’ programına konuk olan Prof. Dr. İskender Pala, “Bugün dünyanın pek çok yerinde kağıt lazım olunca ağaç kesiliyor. Atalarımız bundan 150 sene öncesine kadar ağaç kesmenin kuralını uyguluyordu. Ormandan ağaç kesiyorlardı ama kesilmesi gereken yaşlı, kurumuş ağaçları kesiyorlardı. Şimdiki gibi ormana girip önlerine gelen ağaçları kesmiyorlardı. Orman aslında bir hayat demektir. Bizim bilmediğimiz binlerce hayvanın evidir. Onlar olmasa, bizim dünyada yaşadığımız hayatı bu kadar rahat yaşamamızın imkanı yok. Eğer siz ağaçları kesip ormanları yok ederseniz hayatın her noktasında çölleşme başlar” dedi.
Ağaçların kıymetini anlamıyoruz
Prof. Dr. Pala,”Biz ağaçların kıymetini anlamıyoruz. Atalarımız ağaçlara önem verirlerdi. Yol yapacakları zaman, yolun üzerindeki ağaçları kesmiyorlardı. Yolu ağacın etrafından dolaştırıyorlardı. Çünkü ağaç keserseniz oradaki karıncaları, kuşları, börtü böcekleri de yok edersiniz. Cumhuriyet döneminde de çocuklara ağaç sevgisini aşılamak için ‘sakın kesme’ diye bir şiir öğretirlerdi” dedi.
Her yere ortamına yakışan ağaç dikilirdi
Prof. Dr. İskender Pala konuşmasını şöyle sürdürdü; “Atalarımız, boğaz kenarında ağaç dikecekleri zaman çınar ağacı dikerlerdi. Çünkü, kolları uzun, yaprakları ile çevreyi gölgeleyen bir ağaç olduğu için sahillere çınar ağacı dikerlerdi. İnsanlar buralarda oturup hem dinlenirler, hem de gölgesinden faydalanırlardı. Yamaçlara ise Selvi ağacı dikerlerdi. Çünkü onlar yamaçları insana estetik olarak güzel gösteren ağaçlardır. Tarihte hikayesi anlatılacak pek çok ağaç vardır. Çınar ağacı Osmanlı’nın sembolüdür. Çünkü çınar ağacı, cömerttir, dayanıklıdır, etrafını koruyucudur. Bizim tarihimizde iki ağaç çok önemlidir. Birincisi Selvi ağacı, diğeri de Çınar ağacıdır. İkisi de dayanıklıdır. Dolayısıyla bu iki ağaç hakkında pek çok şiir yazılmıştır” şeklinde konuştu.
Ormanlar gibi bahçelere de ihtiyaç var
Tabiatın çok geniş olduğu zamanda bile insanların kendilerine bahçeler yaptığını anlatan Prof. Dr. Pala, “Bu bahçelere yeniden ihtiyaç var. Eğer imkan varsa bahçeli bir evde oturun veya bahçeler yapın. Eskiden semtlere bahçe veya ağaç isimleri verirlerdi. Eskiden İstanbul’da çok sayıda meyve bahçeleri vardı. Hz. Peygamber’in ağaç hakkında bir sözü var, ‘Kıyametin kopacağını bilseniz elindeki fidanı dikiniz’ diyor. Onun için ağaç dikmek Medeniyetimizde çok önemli bir yer tutmuştur.” diyerek sözlerini noktaladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.