Öte yandan altın ithalat faturası her yıl milyarlarca doları bulan Türkiye, altın üretiminde dünyanın en büyükleri arasına katılma planları yapıyor. Türkiye hedeflerini tutturması halinde en büyük üreticiler ligine girebilecek.
Altın son 10 yılın en kötü ocak ayını geçirdi. Fiyatların seyri açısından temel belirleyici olarak görülen ABD mali teşvik paketine ilişkin belirsizliklerin sürmesi ve Koronavirüs kaynaklı endişelerin doları desteklemesi, altında kısa vadede zayıf bir performans beklentisi oluşturuyor. Yılın genelinde ise analistler ve işlemciler 2020’ye göre daha yavaş da olsa artış beklemeye devam ediyor.
Küresel piyasalarda bu hafta hissedilen baskıdan altın da nasibini alarak son 10 yılın en kötü ocak ayını geçirdi. ABD’de mali teşvik paketinin önerilen büyüklüğü ile Kongre’den onay alma ihtimalinin zayıflamış olması dolar endeksinin 90 seviyesinin üzerinde taban oluşturmaya başlaması altının kısa vadede 1.815-1.855 dolar bandına takılmasına neden oluyor. Yılın geri kalanında ise, küresel ekonomideki toparlanmaya bağlı olarak altın rallisinin ‘yavaşlayacağı ancak durmayacağı' beklentisi hakim. 2020 yılında yüzde 20’den fazla yükseldikten sonra bu yıl altın fiyatlarının daha sakin bir hızla artacağı düşünülüyor. Analistler ve işlemciler fiyatların mevcut seviyelerden toparlanmasını bekliyor. Hatta birçoğu fiyatlarda bu yıl yeni bir rekor gelebileceği tahmininde bulunuyor.
'DAHA SAKİN BİR YÜKSELİŞ' DÖNEMİNE GİRİYOR
Reuters’ın 40 analist ve işlemcinin katılımıyla yaptığı anket, altın fiyatlarının yılın ilk çeyreğinde ons başına ortalama 1.900 dolar, tüm yıl için ons başına 1.925 dolar ve 2022’de 1.908 dolar olacağı beklentisini ortaya koydu. Üç ay önce yapılan benzer bir ankette, altının 2021’de ortalama 1.965 dolar olacağı yolundaki tahminlerde gerileme meydana geldi. Ankete katılan bağımsız değerli metaller analisti Ross Norman, “Altının 2020’ye kıyasla daha düşük bir oranda olmakla birlikte 2021’de iyi performans göstermesini bekliyoruz. Sarı metalin bu yıl tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşacağını tahmin ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Ross Norman’a göre, ‘finans piyasaları kırılgan olmaya devam ediyor ve yatırımcılar altını bir panzehir olarak görmeye’ devam edecek.
Ekonomik kriz dönemlerinde genellikle güvenli liman olarak görülen altın, geçtiğimiz yaz koronavirüsün küresel ekonomiyi sarstığı dönemde ons başına 2.072.50 dolarla rekor seviyeye yükselmişti. Altın koronanın büyük bir tehdit oluşturduğu ortamda merkez bankalarının faiz oranlarını aşağı çekmesi ve ekonomiye nakit pompalamasından yararlandı. Zira teşvikler enflasyon tehdidini artırıyor ve altına rakip bir varlık sınıfı olan tahvillerin getirilerini düşürüyor. Ancak aşıların yaygınlaşmasıyla yatırımcıların ekonomik büyümeden fayda sağlayabilecek hisse senetleri gibi varlıklara yönelmesi altın fiyatları 1.850 doların altına düştü.
Julius Baer analisti Carsten Menke ise, küresel ekonomik iyileşmenin doları zayıflatarak altını, ABD dışındaki alıcılar için daha ucuz hale getirebileceğini bildirdi. Ancak tahvil getirilerindeki artışın altındaki artışı geçebileceğini belirtti.
ABD 10 yıllık tahvil faizinde son dönemde aşağı yönlü bir hareketlilik olduğu ve getirilerin %1’e doğru gerilediği takip ediliyor. Ancak analistler yüzde 1 seviyesinin altında kalıcı bir hareket oluşmasını beklemiyor. ABD’de teşvik paketi ve kamu borçlanmasının artacağına ilişkin sinyaller çerçevesinde faizlerdeki yükseliş eğiliminin korunabileceği belirtiliyor. Bu da altındaki yükseliş eğilimlerinin sınırlı kalmaya devam edebileceğinin sinyalini veriyor. Kısa vadede ons altının zayıf seyrini koruması ve 1.815 – 1.855 bandında takılıp kalabileceği belirtiliyor.
SARI METAL ŞU ETMENLERDEN DESTEK ARIYOR
Değerli metaller ürün ve hizmet desteği sunan Heraeus Precious Metals, yayınladığı son raporda, 2021 yılında altın fiyatlarını destekleyebilecek etmenleri şöyle özetliyor:
Ekonomik belirsizlik 2021’de önemini koruyor. ABD seçimleri ve Brexit gibi bazı siyasi riskler azaldı fakat ekonomiye yönelik riskler sürüyor. Salgının ikinci dalgası birçok ülkeyi vurdu ve tecrit tedbirleri halen devam ediyor. Maliye ve para politikaları destekleyici olmaya devam ediyor. Fed ve ECB’nin her ikisi de bilançolarını ayda 120 milyar dolar genişletiyor. Enflasyon ve tahvil piyasası altın lehine. Enflasyon beklentileri şu anda, 2020’de bulunduğu seviyenin üzerine çıktı. Tedarik zincirlerinde aksama gıda ve diğer emtia fiyatlarının yükselmesine neden oldu. Geçen yıl petrol fiyatlarındaki düşüşün baz etkileri de enerji maliyetlerindeki artış nedeniyle sıçramaya neden olacak.
Merkez bankaları 2021’de alıcı olmaya devam edecek, ancak Çin ya da Rusya olmadan toplam alımların geçen yılki seviyelerde kalması muhtemeldir. Çin, 2019’da altın rezervlerini artırmayı bırakırken, Rusya alımlarını durdurdu. Tek önemli altın alıcısı Türkiye kaldı, bu da geçen yıl toplam alımlarda düşüşe neden oldu. Yatırım talebinin fiyatları desteklemesi bekleniyor. Mali ve parasal teşvikler yatırımcının güvenli liman olarak altın talebini canlı tutabilir. Altın fiyatının 1.760 dolar/ons ile 2.120 dolar/ons aralığında işlem görmesi bekleniyor.
GÜMÜŞ ÇOK HAREKETLİ
Bu hafta Fed’in ekonomiyi desteklemeye devam edeceği yolundaki haberler, altına göre endüstriyel kullanım avantajı olan gümüşü 26 dolar/ons seviyesinin üzerine taşıdı. Dailyfx.com analistlerine göre altına göre daha güçlü bir performans sergileyen gümüş buralarda kalması halinde 27 doları hedefleyecek. 27.24 puan seviyesinin aşılması ise beş aylık hareket ortalamasına denk gelen 27.92 direnç seviyesini gündeme getirebilir. Gümüşün, altından daha iyi bir tablo çizmesi, 1 ons altının ne kadar gümüş aldığına işaret eden altın/gümüş rasyosunda 70 seviyesinin aşağı doğru kırılması olasılığını doğuruyor.
TÜRKİYE'NİN GÖZÜ BU ALTIN LİGİNDE
Altın ithalat faturası her yıl milyarlarca doları bulan Türkiye, altın üretiminde dünyanın en büyükleri arasına katılma planları yapıyor. 2020 yılında 42 ton ile üretim rekoru kıran Türkiye, buna rağmen yüklü miktarda ithalat yapıyor. Her yıl 130-160 ton altın ithal eden Türkiye’nin 2020’nin ilk yarısında altın ithalatına ödediği bedel 11 milyar dolar. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın hedefi 5 yıl içerisinde üretimi 100 tona ve üzerine çıkarmak. Dünyada şu an 100 ton üzerinde üretim yapan 10 ülke bulunuyor. Türkiye hedeflerini tutturması halinde en büyük üreticiler ligine girebilecek.
Dünya Altın Konseyi verilerine göre 2019 yılı itibarıyla dünyanın en büyük altın üreticileri şunlar:
1.Çin-383.2 ton: Küresel altın üretiminin yüzde 11’ini gerçekleştiren Çin yıllardır en çok üretim yapan ülke konumunda. Ancak üretim art arda 3 yıl gerileyerek 400 tondan 383 tona kadar geriledi. Çünkü altın madenlerinde siyanür kullanımının azaltılması gibi çevreci önlemler alınıyor.
2. Rusya-329.5 ton: Avrupa’da altınının yüzde 83 gibi önemli bir bölümü Rusya’dan geliyor. Sadece 2019’da üretimini 50 ton artıran ülkede altının en büyük alıcısı ise, üretimin üçte ikisini absorbe eden Rus hükümeti.
3. Avustralya-325.1 ton: 2019’da yüzde 4 artışla yedi yıl üst üste üretim artışı bildirdi. Mineral endüstrisi, Avustralya’nın toplam ihracatının yarısından fazlasını karşılıyor ve GSYİH’nın yüzde 8’ini oluşturuyor.
4. ABD-200.2 ton: Üretim 2019’da yüzde 11 düştü ve art arda beş yıllık büyüme sona erdi. On iki eyalet yaklaşık 9 milyar dolar altın üretti. ABD’de altının yaklaşık yüzde 78’i Nevada’dan geliyor.
YILLIK BÜYÜME HEDEFİ YÜZDE 2,7
5. Kanada-182.9 ton: Ülkede altın madeni üretiminin 2019’dan 2023’e kadar yıllık ortalama yüzde 2.7 artarak 7.6 milyon onsa ulaşacağı tahmin ediliyor.
6. Peru-143.3 ton: Altın üretimi büyük ölçüde La Pampa bölgesinde yapılıyor. Madencilik, ekonominin önemli bir kısmı ve bölgenin toplam üretiminin yüzde 28’inden fazlasını oluşturuyor.
7. Gana-142.4 ton: Gana, 2019’da Güney Afrika’yı geride bırakarak Afrika’nın en büyük altın üreticisi oldu. İşletmenin ve madenciliğin daha ucuz olması yatırımları Gana’ya kaydırdı. Ülke çeşitli endüstriyel mineral rezervlerine ev sahipliği yapıyor.
8. Güney Afrika-118.2 ton: Ülkenin altın madenleri, 2008’den beri her yıl yavaşlıyor. Ülke, kârsızlık nedeniyle kapanan birçok madenin yanı sıra artan elektrik ve işçilik maliyetleri ile mücadele ediyor. Rekabet gücü yüksek pazar .
9. Meksika-111.4 ton: Üretim, 2008’deki 50.8 tondan 2017’de 130 tonun üzerine çıktı. Meksika düşük maliyeti nedeniyle madencilik için çekici bir yer.
10. Brezilya-106.9 ton: Brezilya, bir yıl içinde üretimini 10 ton artırarak bu listeye dahil oldu. Başkan Jair Bolsonaro, Amazon’u ekonomik olarak geliştirme ve mineral zenginliklerinden yararlanma politikası izliyor.
KAYNAK: DÜNYA.COM/EVRİM KÜÇÜK-HABER7
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.