Altın fiyatları, dünya genelinde yaşanan jeopolitik riskler ve krizlere yükselerek tepki veriyor. Özellikle 1978’de yaşanan gerilimlerle fiyatını 4 kat artıran altının bu dönemde de yanı performansı gösterip göstermeyeceği merak ediliyor.
Yatırımcının dikkati Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna'ya açtığı savaşa çevrildi. Bugüne kadar tüm savaş dönemlerinde yükselen altın Rusya- Ukrayna krizine de yükselerek tepki verdi.
Diğer yandan bu ya Fed’in faiz artırımına gitmesi bekleniyor. Fed Başkanı Jerome Powell’in faizleri artırmasının altındaki yükselişi tersine çevirmeye yetip yetmeyeceği merak ediliyor.
Uluslararası piyasalarda spot altın fiyatı 1.920-19.40 bandında. Rus birliklerinin Ukrayna'ya girdiği gün ulaştığı 1.974 dolar/onsun altına çekilmekle birlikte fiyatlar 1 ay öncesine göre yüzde 7 yukarıda. Tarihsel analizler, altının jeopolitikle bağlantılı olaylara yükselerek tepki verdiğini gösteriyor.
1978-1979’DA FİYATI 4’E KATLANMIŞTI
1970'lere bakıldığında yaşanan gerilimlerin altını doğrudan etkilediği görülüyor. 1973’de başlayan Yom Kippur Savaşı, İran Devrimi (1978), İran-Irak savaşı (1979), İran rehine krizi (1979) ve 1979 sonunda dönemin Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgali dünyayı sarsan önemli olaylardı.
1978'in başında altının onsu 200 doları civarında işlem görüyordu. 1979'un sonunda fiyatları 800 doların üzerine tırmandı. Altın fiyat grafiği, savaşın tozları yatıştıktan sonra fiyatların yavaş yavaş geri çekilmeye başladığını ve 1982'de yeniden 400 dolar seviyesine gerilediğini gösteriyor.
1990'da Irak'ın Kuveyt'i işgal etmesiyle birinci Körfez Savaşı sırasında altın fiyatları bir kez daha fırladı. Çatışma sona erdikten sonra altın fiyatları geriledi ve ancak 1991'in sonunda işgal öncesi seviyelere geri döndü. Ardından dezenflasyonun etkisi ile altın düşüşteydi.
Altın fiyatlarının yükseldiği bir başka dönüm noktası, ABD’ye 11 Eylül 2001’deki terörist saldırılar oldu. Bunu takiben, ABD 2003 yılında Irak'ı işgal ederek altın fiyatlarının tekrar yükselmesine neden oldu. Sarı metal, ancak savaşın kısa ve başarılı olacağına dair bir güvence duygusundan sonra savaş öncesi değerine geri döndü. 2014 Yılında, Rusya Kırım'ı ilhak ettiğinde, fiyat ilhak gerçekleştikten sonra fiyatlarda düşüş yaşandı.
ENFLASYON DA ÜRKÜTÜYOR
Altın fiyatlarındaki mevcut hareket jeopolitik risklerin yanında enflasyon endişelerinden de destek buluyor. COVID-19 pandemisinin artçı şoklarının bir sonucu olarak dünyanın çoğu yerinde enflasyon patlıyor. Emtia fiyatlarının yükseldiği ortamda merkez bankalarının para politikalarında normalleşmenin gecikeceği beklentisi altın alımlarını artıyor.
Altın, savaş benzeri olaylarından kazanç sağlamış görünürken, savaş bulutları dağıldığında fiyatlar yumuşama eğilimi gösteriyor. Finansal krizler ise fiyatları daha sert etkileyebiliyor. Dünya Altın Konseyi, stratejik hamlelere bağlı olarak her iki yönde de fiyat oynaklığı yaşayabileceğine inanıyor.
Ancak yatırım talebinin yüksek enflasyon, jeopolitik ve genel piyasa görünümündeki bozulma nedeniyle uzun vadede destekleneceğini düşünüyor.
ELMAS PİYASASI RUSYA’YA YAPTIRIMDAN ENDİŞELİ
Birkaç hafta önce Bain ve Antwerp Dünya Elmas Merkezi (AWDC), elmas mücevher endüstrisinin pandemi krizinden “mükemmel bir şekilde toparlandığına” dair yıllık “Küresel Elmas Endüstrisi” raporunu yayınladı.
Üretimden tüketici satışlarına kadar tüm elmas değer zincirini kapsayan rapora göre “2021'de elmas madenciliği segmentinde gelir yıllık bazda yüzde 62, kesme ve cilalama için yüzde 55 ve elmas mücevher perakendeciliğinde yüzde 29 arttı. Bu alanların hepsinde pandemi öncesine kıyasla sırasıyla yüzde 13, yüzde 16, yüzde 11 büyüme kaydedildi.
Bu yıla bakıldığında, pandemi öncesi döneme göre daha yüksek bir seviyede güçlü büyümenin devam edeceği ve talebin özellikle 2022’nin ikinci yarısında artacağı öngörüldü. Ancak Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi sektördü görünümü birden bire değiştirdi.
Savaşın sonucunda hacim olarak dünyanın en büyük elmas üreticisi olan Rus Alrosa'nın yaptırım listesine alınmasıyla ham elmas arzının yüzde 25’ten fazla azalabileceği tahmin ediliyor. Bu da fiyatların artması ve talebin yeniden baskı altına girmesi endişesi doğuruyor. Rusya'nın elmas üretimi 2020'de 31 milyon karatı aştı. Alrosa, Rusya'nın elmas üretiminin yüzde 90'ından sorumlu ve küresel arzın yüzde 25-30’unu oluşturuyor.
Rus hükümeti, Alrosa'nın yüzde 33'üne sahip. ABD hükümeti, Alrosa'yı, ABD işletmelerinin Rus madencilik şirketine kredi açmasını yasaklayan bir yaptırım listesine aldı. Alrosa CEO'su Sergey Ivanov Jr., da özel olarak belirlenmiş vatandaş yaptırım listesine eklendi. ABD’de sektör komitesi JVC, yaptırımların elmas işi üzerinde önemli bir etkisi olabileceği uyarısı yaptı. AWDC de söz konusu yaptırımların Rusya'ya zarar vermesi gerekirken, kendilerine daha fazla zarar verebileceğini bildirdi. Avrupalı Merkez, “Ruslar, elmaslarını AB üyesi olmayan ülkelerle kolayca takas edebilir” dedi.
FİYATLAR 2021’DE YÜZDE 17.4 ARTTI
2021'de 84 milyar dolara ulaşan elmas mücevher satışlarıyla birlikte, fiyatlar yükselirken bile tüketici talebi artmaya devam etti. Rapaport'un RapNet Elmas Endeksi, bir karatlık elmas için ortalama fiyatın 2021 boyunca yüzde 17.4 arttığını gösterdi.
Fiyatlar Ocak ayında yüzde 6.9 artarak yükselmeye devam etti. Analistler, Rusya yaptırımlarının etkilerinin hissedilmesinin biraz zaman alabileceğini, ancak elmas ve elmas takılar için daha yüksek fiyatların kaçınılmaz olduğunu belirtiyor. Yüksek fiyatların ise talep üzerinde baskı yaratmasından endişe duyuluyor.
Ayrıca yükselen elmas fiyatlarının laboratuvarda yetiştirilen elmas (LGD) piyasasına destek sağlayabileceği ifade ediliyor. LGD fiyatları şu sralar doğal elmas fiyatının yaklaşık yüzde 30 altında. KAYNAK:HABER7
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.