Aksa’ya Özgürlük

Mescid-i Aksa çevresinde İsrail Devletinin estirdiği baskı ve terör yeniden nüksetti. Son iki hafta içinde Onlarca Filistinli yaralandı ve ölenler oldu.

Mescid-i Aksa üzerinde egemenlik kurmak için İsrail’in başlattığı baskıcı uygulamalara Müslümanlar (haklı olarak) karşı çıkıyorlar. Son günlerde meydana gelen gerginliğe sebep olan uygulamalar neler?

İsrail, Mescid-i Aksa kapılarına girişlerde elektronik metal arama dedektörü uygulamasına başladı.

50 yaş altındaki Müslümanların mescide girişini yasakladı.

Cuma Namazı için şehir dışından gelen Müslümanları taşıyan otobüslerin şehre girmesine izin vermemesi, gibi uygulamalar başlattı.

Sivil insanlara İsrail askerleri silah doğrultup ölüm ve yaralanmalara yol açtı. Aksa kapısında ve avlusunda namaz kılanları Dünya kamuoyu önünde kirli çizmeleriyle tekmeledi.

Tüm bu vahşice, insan haklarına aykırı uygulamalar, Dünya Müslümanlarını infiale sevk etti. Geçtiğimiz Cuma günü İslam alemi İsrail’in tutumunu kınayan eylemler yaptılar.

Sosyal medya üzerinden İsrail’in tutumunu kınayan paylaşımlar yaptılar. ‘’Kudüse-Mescidi Aksaya özgürlük’’ seslerini yükselttiler.

İslam Dünyasının ortak değeri olan Mescidi Aksa ve Kudüs’ün önemi nedir? Mescidi Aksa için İslam aleminin hassasiyetinin menşei nedir?

İslam Dünyasının ilk kıblesi, Peygamberimiz (sav)’in Miraca yükselirken tüm peygamberlere imamlık yapıp namaz kıldırdığı kutsal mekândır Mescidi Aksa.

Bilindiği gibi, İbadet maksadıyla ziyaret üç mescide yapılır. Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksadır. Hilafet olduğu sürece Hac yolculuğu güzergâhı önce İstanbul sonra Kudüse uğrar, Mescid-i Nebeviye gider oradan da Kâbe’ye gidilirdi. Tüm dünya Müslümanları böyle yaptı.

Kudüs yer ile gökyüzünün birleştiği mekândır. İsra Suresinde ‘’Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir’’ buyrulur. (İsra Suresi-Ayet-1)

Peygamberimiz (s.a.s.) Kudüs’e ayak basınca tüm peygamberlere iki rekât namaz kıldırması tesadüf değildir. Rasulullah’ın üzerine o gün Kudüs devrediliyor. Rasulullah’a teslim edilen emanet, İslam Milletine ait bir emanettir.

İsrail’in son günlerde Mescid-i Aksa’ya ve Müslümanlara uyguladığı baskılar; dünya Müslümanlarının kişilik, şahsiyet, izzet, onur ve imanlarına saldırıdır.

Çare olarak, Rahmetli Erbakan Hocamızın ‘’Siyonizm mikrobunun ilacı, antibiyotiği, Dünya İslam Birliği olacaktır. Buda Türkiye Cumhuriyetinin öncülüğünde 60 Müslüman Ülkenin birliğidir. Bu ülkelerin

Ortak Barış Gücü, Ortak Para Birimi oluşturulacak. Ortak bir ses olacak. Bu durum ilaç görevi yapacak’’ şeklindeki özetleyeceğimiz reçetesini hayata geçirmektir.

Türkiye Cumhuriyeti en üst düzeyde Cumhurbaşkanımız Erdoğan tarafından ‘’Uluslararası toplumu Harem-i Şerifte ibadet özgürlüğünü kısıtlayan uygulamaların derhal kaldırılması için harekete geçmeye çağırıyorum’’ açıklaması yaptı. İslam İşbirliği Teşkilatının bu konuda daha etkin tedbirler alması gerekmektedir.

İsrail’in sivil halka namlu doğrultup terör estirmesini kınıyoruz. Aynı şekilde Katara karşı şahin kesilip, İsrail terörüne sessiz kalan bir kısım İslam ülkelerini de ayıplıyoruz. Birleşmiş Milletler Teşkilatını bu konuda da duyarlı olmaya çağırıyoruz.