BARIŞ PINARI, BİRLİK PINARI OLSUN
Emperyalizmin nöbet değişimine dönüşen Arap baharı, sınır komşumuz Suriye’nin kapısını çaldığı günden beri PKK terörü, devletleşme sürecine girmiş bulunuyor. Terörün, küresel güçler tarafından açıkça desteklendiği ve kullanıldığı bu dönem, aynı zamanda diplomasinin en basit kurallarının bile yok edildiği, her türlü saygısızlık ve kabalığın sergilendiği dönem olarak tarihteki yerini almış oldu. Bu yönü ile insanlığın can çekiştiği günleri yaşıyoruz.
Sınırımızda, sürekli kılık değiştirerek mevzilenen ve bir adım sonra niyeti ve ne yapacağı çok açık olan PKK/YPG’ye karşı başlatılan askeri operasyonun, terörü destekleyen devletlere ve yaptıklarına bakıldığında ne kadar hayati bir operasyon olduğu görülecektir. Bu kadar önemli bir harekâtın başladığı ilk saatlerden itibaren, ülke olarak verdiğimiz görüntüyü irdelemek ve ileriye dönük dersler çıkarmak çok büyük önem arz etmektedir.
Böyle önemli süreçlerde, iç siyasi çekişmeleri bir kenara bırakarak, birlik ve beraberlik içinde olmak, sonuç almak adına olması gereken bir durumdur. Uzun yıllar kutuplaşmadan bahseden kesimler, bu süreçte ilk defa sınava tabi tutulmuş oldular. Açık söylemek gerekirse sınıfta kaldılar. Muhataplarından beklediklerini, kendileri gösteremedi ve çelişkiler içinde ya sustular ya da düşmanın ekmeğine yağ sürdüler.
Cephede çarpışan askerine, bir sonraki seçimde muhtemel oy kaybını hesap ederek desteğini açıklayamayan parti, lider ve lider adaylarından bu ülke ne fayda görecek? Hâlbuki teröre destek oldukları suçlamasıyla görevden alınan belediye başkanları için seferler düzenlemişlerdi, hiç çekinmeden.
Şimdi bu ülkenin aydınlarına, sanatçılarına, hocalarına ve sivil toplum kuruluşlarına bir görev düşüyor. İçinde bulunduğumuz şartları dikkate alarak, operasyonun yönünün nereye gittiğine bakmadan, birlik ve beraberliğin sağlanması için memleket meselelerine duyarsız kalan gençlerimizi ve milletimizin her ferdini bilinçlendirme seferberliğini başlatmak, yapılması gereken önemli bir görev olarak önümüzde durmaktadır. Okulda, camide, üniversitede, sokakta bu konu işlenmelidir. Tarihimizden örneklerle gelecekte olması muhtemel savaşlara hazırlık yapılmalıdır.
“Beş günlük ara vermek ne anlama geliyor, saygısız mektuba neden cevap verilmedi, ABD ile anlaştık, şimdi Rusya ile ne yapacağız?” Yok, zaferdi yok hezimetti, bu tartışmaları yetkililerine bırakmak gerekir. Barış Pınarı biter, Barış Rüzgârı başlar, gördük ki bu topraklarda başı dik olabilmek için, birlik ve beraberliğe ihtiyaç var.
Zor zamanlarda liderler öne çıkar, milletin duygu ve düşüncelerine tercüman olur. Bu süreç, susarak geçirebileceğiniz bir süreç değil. Milletimiz, askerimiz cephede iken kimin ne yaptığını, ne söylediğini not eder. Asker selamında sembolleşen duyguyu anlamayanlar, bu ülkenin geleceğini şekillendiremez, bu millete önderlik edemez. Birlik ve beraberliğimiz, cesaretimiz, insanlığa umut olmuş ideallerimiz, ümmet bilincimiz, silahımız kadar önemli ve değerlidir. Süslü laflar dönemi bitti, gerçekler konuşuyor, maskeler düşüyor, oyunlar bozuluyor, saflar netleşiyor, karakter ortaya çıkıyor, unutma ve not et ey milletim, sırada senin ülken var.
Talat YAVUZ
Memur Sen İstanbul İl Başkanı
www.twitter.com/talatyavuz29
www.facebook.com/yavuztlt
