Abdülhamid olmasaydı Kudüs

Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezi’ndeki programda konuşan Talha Uğurluel, ”2. Abdülhamit Han’la ilgili otuz tane farklı program yapılabilir. 2. Abdülhamit Han içine çok kapanık bir çocuktu. Bitkilere ve hayvanlara çok düşkün, enteresan hobileri olan bir sultandı. Marangozluk sanatı vardı, özel bir marangoz atölyesi de vardı. Onun marangoz atölyesinden günümüze kalan çok az eser bugün Yıldız Sarayı’nın bir köşesinde saklanıyor. Orijinal koleksiyonun parçalarını burada görebilirsiniz” dedi.

2. Abdülhamit’in bitkilere çok düşkün bir insan olduğunu söyleyen Uğurluel, “1876-1909 yılları arasında 33 yıl tahtta kaldı. Eyüp Sultan’da Peygamber Efendimizin kılıcını kuşanarak tahta oturmuştur. Yatağını yanında bir tuğla var ve teyemmüm abdesti almadan yatağından kalkıp yere basmayan bir insan. Dindarlığı yanında sanata da oldukça ilgili. İlk defa tiyatro oynatan ve çok sade yaşayan bir insandı. 2. Abdülhamit çok ileri görüşlü bir adamdı.” diye konuştu.

Talha Uğurluel konuşmasını şöyle sürdürdü; “2. Abdülhamit Han çok enteresan bir insan. Çin’den Amerika’ya kadar birçok ülkede eserler yaptırmıştır. Japonya, Londra, Paris’te camiler yaptırmış. Müzeciliğe çok önem vermiş bir adam. Arkeoloji müzesini kurdurmuş. Tiyatrolar, porselen fabrikaları kurdurmuştur. Ressamları var, tablolar yaptırmıştır. Yabancı yazarları takip ederdi. İstanbul’da birçok tarihi eser onun restorasyonundan geçmiştir. Bugün dünyanın dört bir yanında gördüğünüz saat kulelerinin hepsi 2. Abdülhamit Han’ın eseridir.”

2. Abdülhamit Han’ın, Araplar tarafından çok sevildiğini anlatan Talha Uğurluel, “Kudüs’ün bugün kimsenin malı olmamasının en önemli sebebi 2. Abdülhamit’tir. Yoksa bugün Kudüs elden giderdi. ‘Kanla alınan kanla verilir’ onun sözüdür . Arap dünyası iki önemli ismi çok sever. Biri Selahaddin Eyyubi, diğeri ise 2. Abdülhamit Han’dır. Çünkü biri Kudüs’ü aldı, diğeri ise vermedi. O yüzden çok seviyorlar” diyerek konuşmasını noktaladı.