Türkiye'nin elindeki kozlar karşısında pozisyonlarının zayıf olduğunu itiraf etti. Doğu Akdeniz'de enerji kaynaklarını yağmalamak isteyen Yunan ve Rumlar, ABD, AB, İsrail ve Mısır'la anlaşarak, Türkiye'nin uluslararası hukuktan doğan hakkını gasp etmeye çalıştı. Ancak Türkiye, şantaj ve baskılara boyun eğmeyerek bölgeye Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisiyle, Fatih ve Yavuz sondaj gemilerini gönderdi.
Yunanistan fıkrateynlerinin, Türk gemilerine yönelik tacizleri ise donanma tarafından engellendi. Yunanlar her seferinde, arkalarına bile bakmadan kaçtı. Son olarak, Yavuz sondaj gemisinin bölgeye gönderilmesinin ardından, Yunanistan ve Rum kesimi AB'ye yalvararak 'Türkiye’yi durdurun' çağrısı yaptı.
BM'DEN SKANDAL TEKLİF
Türkiye'nin uluslararası hukuktan doğan hakkını kullanmasını ''yasadışı'' olarak nitelendiren AB, birçok kez yaptırım tehdidi de savurdu. Brüksel, dün skandal bir adım daha attı. Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetleri nedeniyle Türkiye'ye yaptırım uygulanmasını öngören teklif, AB Komisyonu'na sunuldu. Ancak Türkiye'nin haklarını engelleyemeyeceğini gören AB'nin yaptırımlarının ''göstermelik'' olduğu dikkati çekti. Söz konusu yaptırımların Rum-Yunan ikilisinin 'gazını almaktan' öteye geçemeyeceği de itiraf edildi.
AB diplomatlarından biri, Türkiye'nin elindeki kozlar karşısında pozisyonlarının zayıf olduğunu açıkça dile getirdi. İsmini vermeden Reuters'a konuşan diplomat, ''Hassas bir denge tutturmaya çalışıyoruz. Çünkü göç, NATO ve terörle mücadelede Türkiye'nin işbirliğine ihtiyacımız var. Bazı üye ülkeler Türkiye'den geçen enerji nakil hatlarına muhtaç, bu yüzden adımlarımızı dikkatli hesaplıyoruz. Daha geniş ekonomik yaptırımlar beklemeyin'' diye konuştu. Söz konusu teklifin, pazartesi günkü AB Dışişleri Bakanları toplantısından sonra açıklanmasının hedeflendiği kaydedildi.
EKONOMiYi ETKİLEMEZ
AB Komisyonu’na sunulan teklif metninde; Ankara'yla üst düzey temasların askıya alınması, Türkiye'yle AB arasında yürütülen Kapsamlı Hava Taşımacılık Anlaşması müzakerelerinin durdurulması, üyelik öncesi fonların 2020'den itibaren azaltılması, kredilerin kısıtlanması gibi, ekonomiyi etkilemeyecek 'sembolik' yaptırımlara yer verildi.
KAYNAK: GÜNEŞ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.