Dernek Üyesi Gülenay Pınarbaşı tarafından yapılan açıklamada 28 Şubat sürecinde milletin istisnasız tüm kesimlerinde büyük travma yaşandığına değinildi.
Değerli Basın Mensupları;
'Derneğimiz, 28 Şubat döneminde öğrenciyken başörtüsü yasağıyla eğitim hayatlarına son verilen, üniversitelerde başörtüsünün serbest olduğu 2011 yılı affıyla tekrar üniversitelerine dönüp zamanla mezun olan dönemin üniversite öğrencileri tarafından kurulmuştur.
1000 Yıl sürecek bir toplum mühendisliği projesi olarak uygulamaya konan 28 Şubat sürecinin milletimize istisnasız tüm kesimlerinde büyük travma yaratmıştır. Binlerce başörtülü öğrencimiz okullarından uzaklaştırılarak eğitim haklarını kullanmaları engellenmiş, sürecin en ağır travma ve mağduriyetlerine maruz bırakılmıştır. Bu travmaların meydana getirdiği pek çok hasar Türkiye’nin normalleşmesi süreci ile birlikte Sayın Cumhurbaşkanımızın almış olduğu insiyatifler ile büyük oranda çözülmekle birlikte iyileşme süreci hâlâ tamamlanabilmiş değildir.
Bu mağduriyetler üzerinde toplumsal farkındalık oluşturmak ve bu mağduriyetlerinin giderilmesinde kollektif aklı/vicdanı harekete geçirmek amacı ile kurulan Konya merkezli 28 Şubat Öğrenci Derneği olarak diyoruz ki;
Rektörlere, hâkim ve savcılara verilen brifingler, fişlemeler, görevden uzaklaştırmalar, üniversiteye girişte katsayı engelleri, başörtülü öğrencilerin okullarından uzaklaştırılmaları bu süreçte akılda kalan hukuk cinayetleridir. Bir de döneminin başörtülü üniversite öğrencileri var. Uygulanan başörtüsü yasağından dolayı binlerce başörtülü üniversite öğrencisi okullarını bırakmak zorunda kalmıştır. Bu süreçten itibaren çeşitli aflar çıkarılmış olsa da üniversitelerde başörtüsü yasağı devam ettiğinden bu aflar pek bir anlam ifade etmemiştir. Nihayetinde 2010 yılında başörtüsü yasağının kalkması ve akabinde 2011 yılında çıkarılan afla bu mağdur öğrenciler okullarına dönüp eğitimlerini tamamlayabilmişlerdir.
Bu öğrencilerin eğitim hakkının engellenmesi sadece eğitimlerini değil aynı zamanda bu eğitimlerin sonucu elde edilecek mesleki yaşamlarını da engellemiştir. Eğitim hakları verilen bu mağdurlara engellenmiş kamu görevi hakları da iade edilmelidir. Ne yazık ki bu alanda bir ilerleme mevcut değildir. Bu, ayrıcalık değildir. Bu, 28 Şubat’ın gaspettiği öğrencilerin ellerinden alınan kamu görevlerinin emsalleri gibi kendilerine iadesidir. Bir Hakk’ın teslimidir. Hükümetimizin zaman zaman çeşitli zümrelere yaptığı özel düzenlemeler yapmaktadır. Dershane öğretmenlerinin kamuya atanmaları için yapılan çalışmalara ek olarak son torba kanun ile ücretli öğretmenlik yapanların sözleşmeli personel olarak atanmalarını sağlayacak çalışmalar düzenlemelere örnektir. 28 Şubat döneminin mağdur üniversite öğrencileri içinde bu özel yetkinin kullanılmasını beklemekteyiz. Her seferinde unutulmak, yok sayılmak 28 şubat mağduru öğrencilerini üzmektedir.
Mevzuatta yapılacak yasal bir çerçevede yönetmeliklere yapılacak basit ilavelerle çözümünün mümkün olduğu kanaatindeyiz. Birkaç teklifimiz olmakla beraber genel olarak ortaya çıkan 28 Şubat döneminin kamu personeli olarak ilk atamasına eş değer bir atama yapılmasıdır.
Devletimizden istediğimiz;
Dershane öğretmelerine tanınan hakkın, Ücretli öğretmenlere tanınacak hakkın 28 Şubat dönemi üniversite öğrencileri için de tanınmasıdır. Hak etmedik mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.